|
13 Ağustos '97[i]
Dün Ahmed Arif'i anınca oğlu Filinta'yı düşündüm. Anısı
güzel Ahmed Arif, doğacak oğluna Filinta adını vereceğini evlenmeden önce
söylerdi. Doğrusu Filinta da, filinta gibi bir genç oldu.
Anısı güzel Aziz Nesin çocuklara böyle silah adları verilmesinin yanlış olduğunu
söylemiş. Ahmed Arif bunu öğrenince pek öfkelenmiş; bundan birkaç kez söz
ettiğini anımsıyorum.
Çocuklara verilen adlar onların ıralarını belirlemede az çok etkili olabilir mi?
Çocuklara ad konurken birtakım dileklere uygun davranıldığı bilinir: Çocukları
yaşamayanlar Yaşar, Duran, Durak; çok çocuklular da Yeter, Soner gibi adları yeğler.
Çocuklara ölmüş atalarının ve saygın kişilerin adları da çeşitli beklentilerle
veriliyor olabilir. Ülkemizin belirli toplumsal koşullarında Devrim, Eylem, Özgür
adlarının gözde olması gerekçesiz değildir. Dilde gizli ve gizsiz birtakım güçler
olduğuna inanılmasaydı böyle davranılmazdı. 
i Ragıp Gelencik, "Dil
Günlüğü", Evrensel Kültür (dergi), sayı 76, Nisan 1998, s. 43.
|
|