Kitapları | Alıntılar

27 Haziran '97[i]

24 Haziran '97 tarihli günlüğümün sonundan şu iki tümceyi çıkarmıştım: "Söz deyip geçmeyelim! Dile getirilmemiş düşüncelerin varlığını kim kanıtlayabilir?" Hiç kimse! Düşünceler, ancak herhangi bir yoldan dile getirilince varlık kazanırlar. Bu da en genel anlamda dil ile düşünme arasında kopmaz bir ilişki olduğunu gösterir. Düşünme beyinde olup biten bireysel bir işlem gibi görünse bile, dille kopmaz ilişkisinden ötürü bireysel-toplumsal bir işlemdir. Büyük düşünürlerin belirli tarihsel-toplumsal koşullarda ortaya çıkmaları da bundandır. Yetersiz koşullarda beyin gücü bakımından onlara üstün bireyler ancak sıradan kişiler olabilirler.

Nesnesi dil olan bütün etkinliklerin ürünleri bireysel-toplumsaldır. Onun içindir ki, örneğin Nâzım Hikmet'in şiiri, Can Yücel'in şiiri, Turgut Uyar'ın şiiri... Vardır ve hepsi Türk şiiri içinde yer alır. Başka bir söyleyişle bu şiirler Türk şiirinin, o şairlerin şiirlerinde koşullara uygun belirimidir.


i Ragıp Gelencik, "Dil Günlüğü", Evrensel Kültür (dergi), sayı 76, Nisan 1998, s. 42.