Çevirileri

MAYMUNDAN İNSANA GEÇİŞTE EMEĞİN PAYI | Friedrich Engels

Yayın Tarihçesi
Tanıtım
İngilizce Yayımlayanların Notu

Yayın Tarihçesi

Friedrich Engels, "Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı" (çev. Öner Ünalan, 1. baskı, Başak Yayınlar, Ankara, Kasım 1989, 16 sayfa).

[Sayfa başı]


Tanıtım

Friedrich Engels'in "Doğanın Diyalektiği" (1873-1895) adlı kitabının "Makaleler" bölümünün sonunda yer alan ve "Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı" (1876) başlığını taşıyan bu tamamlanmamış makale, gerçekte, Engels'in "Köleliğin Üç Temel Biçimi" adlı çalışmasına önsöz olarak yazılmıştır. Engels çalışmasını bitirmemiş ve tamamlanmamış makalesini, içeriğine uygun düşen bir başlık koyarak, "Doğanın Diyalektiği"yle ilgili malzemeye eklemiştir.[i] Progress Publishers bu ünlü makaleyi, "Doğanın Diyalektiği"nden bağımsız bir kitapçık olarak da yayınlamıştır.

Öner Ünalan, Friedrich Engels'in "The Part Played by Labour in the Transition From Ape to Man" (Progress Publishers, Moscow, 1978) adlı kitapçığını İngilizcesinden Türkçeye çevirmiştir ve kitap "Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı" adıyla Kasım 1989'da, Başak Yayınlar'ca basılmıştır.

Engels bu makalesinde, çok kısa söyleyecek olursak, insanın evriminde ve toplumsallaşmasında emeğin de payı olduğunu gösterir ve "bir anlamda, insanın kendisini emek yarattı"[ii] diyerek, emeği yüceltir. Öner Ünalan, "Darwin Ne Yaptı?" (1997) adlı kitabının "Darwin-Marx ve Engels" başlıklı kısmında,[iii] Engels'in makalesine de değinir:

Yeri gelmişken Engels'in "Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı" adlı yarım kalmış denemesi anılmalıdır. Engels bu denemeyi 1876'da yazmıştır. (Deneme, Engels'in ölümünden sonra, 1896'da yayımlanmış ve daha sonra Dialektik der Natur [Doğanın Diyalektiği] adlı kitabına konmuştur.)
Bu denemenin adı, içeriğini çok güzel özetler. İnsanın art ayakları üzerinde gittikçe daha dik durması, dolayısıyla ellerinin (ön ayaklarının) özgür kalması, Engels'e göre "maymundan insana geçişte belirleyici adımdır."[1] İnsanın dik durup ellerini çeşitli amaçlarla kullanabilmesinden doğan üstünlükler, insanların dikkatini öteden beri çekmiştir. Bu noktaya Darwin de değinmiştir. Yalnız, bunlara bağlı olarak emekten ve maymundan insana geçişte emeğin oynadığı büyük ve belirleyici rolden özellikle ve ilk söz eden Engels'tir. Canlıların sağ kalmak için gösterdikleri çabalar, "sözcüğün özel anlamında ... emek değildir. Emek aletler yapmakla başlar."[2] der Engels. "... hiçbir maymun eli, hiçbir zaman, en kabasından bir taş bıçak bile biçimlendirmemiştir. ... el özgür kalmış ve ondan sonra gittikçe daha büyük beceri kazanmıştır; böylece edinilen büyük esneklik soyaçekilip kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. ... el yalnız emek organı değildir, aynı zamanda emek ürünüdür. ... hayvan çevresini yalnız kullanır ve onda varlığıyla değişiklikler yapar; insan, yaptığı değişikliklerle çevresini ereklerine yararlı kılar, ona egemen olur. Bu, insan ile öbür hayvanlar arasındaki son ve köklü ayrılıktır, bu ayrılığa yol açan da yine emektir."[3]
Görüldüğü gibi, Engels'in açıklaması Lamarckçıdır. Engels, nedense, el-emek ilişkisini doğal seçme bakımından incelemez. Bu, insanın evriminde emeğin payı olmadığını değil, Engels'in çağındaki verileri eksik kullandığını gösterir.
Maymundan insana geçiş sürecinde insanın çok eski atalarından birinin aletler yapmaya başlaması (ilkel insan emeğinin doğması), bir dönüm noktasıdır; çünkü o noktadan sonra insanın evrimi yalnız doğaya bağlı olmaktan çıkmıştır. İşte bu anlamda emek, insanı yaratmıştır. Edilgin hayvan, doğanın kendisine sunduklarıyla yetinmek zorundadır. İnsanın eski ataları, emek dediğimiz etkinlikle, doğaya bu anlamda bağımlı olmaktan kurtulmaya başlamışlardır. Bu, onlarla ilgili doğal seçme sürecinde çevre koşullarının giderek daha az belirleyici olması demektir. Bu, emek kendi organını ve onunla birlikte bütün fiziksel yapıyı geliştirecek biçimde doğal seçmeyi yönlendiriyor, insan kendi kendini biçimlendiriyor demektir. İşte maymundan insana geçişte emeğin payı, en kalın çizgileriyle böyledir.
Emeğin doğmasından sonra insanın evrimi iki yoldan izlenebilir: 1) Taşıllaşmış eski insan kalıntılarıyla yaşambilimsel bakımdan; 2) İnsanın eski atalarından kalmış, her biri maddeselleşmiş emek olan taş, kemik, vb. aletlerle insanbilimsel bakımdan. Demek ki emek, insanın evrim sürecini de aydınlatıyor.


1 Friedrich Engels, Dialectics of Nature (Progress Publishers, Moscow, 1976), p. 170.
2 Ay., s. 176.
3 Ay., s. 171-172, 179-180.

[Sayfa başı]


İngilizce Yayımlayanların Notu[iv]

"Engels'in 1876'da yazdığı ve ölümünden sonra Neue Zeit'ta (1896) yayımlanmış Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı adlı yapıtının elinizdeki çevirisi, şimdi Moskova'daki Marksçılık-Lenincilik Enstitüsünün arşivinde bulunan bitmemiş elyazmasının metnine uygundur."

[Sayfa başı]


i Bkz. Friedrich Engels, "Doğanın Diyalektiği" (çev. Arif Gelen), 3. baskı, Sol Yayınları, Ankara, Ocak 1977, 114. açıklayıcı not (s. 421-422).

ii Friedrich Engels, "Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı" (çev. Öner Ünalan), 1. baskı, Başak Yayınlar, Ankara, Kasım 1989, s. 5.

iii Bkz.: Öner Ünalan, "Darwin Ne Yaptı?", Saypa Yayınları, Ankara, 1997, s. 125-130.

iv "Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı", s. 4.